Wall Street tarihine damga vurmuş, adı efsaneler arasına yazılmış bir isim var: Jesse Lauriston Livermore. Onu tanıyanlar farklı unvanlarla anmıştır; kimileri ona “Wall Street’in Büyük Ayısı” derken, kimileri onu “Spekülasyonun Kralı” olarak tanımlar. Ama ortak bir gerçek vardır: Livermore, borsa tarihindeki en çarpıcı başarı ve başarısızlık hikâyelerinden birine sahiptir.

1877 yılında Massachusetts’te doğan Livermore, küçük yaşta çiftçi bir ailenin çocuğu olarak sıradan bir hayat sürmesi beklenirken, kader onu bambaşka bir yola sürükledi. Henüz genç bir delikanlıyken çiftlik işlerinden sıkıldı ve cebine birkaç doları koyup şehre indi. Burada bir aracı kurumda, hisse fiyatlarının tahtaya tebeşirle yazıldığı dönemde “tahta okuma” işiyle tanıştı. Günlük fiyat hareketlerini gözlemleyerek mantık kurmaya, kalıpları fark etmeye başladı.
Daha 15 yaşındayken kendi hesabına işlem yapmaya başladı. Birkaç yıl içinde küçük bahis dükkânlarında işlem yaparak servet kazandı. O dönem için olağanüstü bir başarıydı bu. Hatta çevresindeki insanlar ona “boy wonder” yani “mucize çocuk” lakabını taktı.
Ancak Livermore’un hikâyesi sadece kazançlardan ibaret değildi. Defalarca iflas etti, defalarca zirveye çıktı. 1907’deki büyük panikte ve 1929 Büyük Buhranı’nda milyonlarca dolar kazandı. O dönem piyasanın çöküşünden faydalanarak devasa servet elde etmişti. Öyle ki 1929 krizinde sadece birkaç haftada 100 milyon dolara yakın para kazandığı söylenir.
Ama kader, onunla hep inişli çıkışlı bir oyun oynadı. Evlilikleri başarısızlıklarla doluydu, kişisel hayatında derin çalkantılar yaşadı. Servetini defalarca kaybetti. Yaşamının son döneminde büyük bir depresyona sürüklendi ve 1940 yılında trajik bir şekilde hayatına son verdi.
Tüm bu dramatik hayat hikâyesine rağmen, Jesse Livermore bugün hâlâ konuşuluyorsa bunun nedeni yalnızca spekülatif başarıları değil, borsa psikolojisi üzerine söylediği ve yazdığı zamansız sözlerdir.
“Bir borsa spekülatörünün anıları” 1923 yılında gazeteci Edwin Lefèvre tarafından kaleme alınan aslında yarı otobiyografik bir romandır. Ancak herkes bilir ki kitabın merkezinde Jesse Livermore vardır.

Bu eser yalnızca bir spekülatörün serüvenini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda piyasaların doğasını, insan psikolojisinin piyasalara nasıl yansıdığını ve disiplinin önemini ortaya koyar.
Aradan bir asırdan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, kitap hâlâ yatırımcılar ve trader’lar için bir başucu eseri olarak kabul edilir. Çünkü borsada insanlar değişse de insan doğası değişmez. Açgözlülük, korku, sabırsızlık, umut ve panik; dün olduğu gibi bugün de aynı şekilde işlem yapanların ruhunu yönlendirir.
Şimdi gelin, bu klasik eserden piyasalarla ilgili öne çıkan 15 zamansız alıntıya bakalım. Her biri tek başına bir ders niteliğinde ve yıllar geçse de hâlâ taptaze.
1. “Borsada yeni bir şey yoktur, olamaz da. Çünkü insan doğası asla değişmez.”
2. “Büyük paralar, sabırla bekleyene gelir.”
3. “İnsanların çoğu kısa yoldan zengin olmak ister. İşte bu yüzden çoğunluğu para kaybeder.”
4. “Piyasa her gün fırsat vermez. Bazen hiçbir şey yapmamak, yapabileceğin en kârlı iştir.”
5. “En büyük kazançlarım, bir hisseyi alışımda değil, doğru zamanda uzun süre elimde tutmayı başardığımda geldi.”
6. “Her zaman haklı çıkmaya çalışmak yanlıştır. Büyük para, piyasanın yönünü doğru takip etmekten gelir.”
7. “Piyasa her zaman haklıdır, asla yanılmaz. Yanılan, yorumları ve beklentileriyle insandır.”
8. “Bir pozisyonda umutla kalırsan kaybedersin. Piyasa senin umutlarını umursamaz.”
9. “Kayıpları küçükken kesmek, hayatta kalmanın birinci kuralıdır. Kayıpları büyütenler sonunda borsadan silinir.”
10.“ Borsadaki en pahalı eğitim, disiplinsizliğin sonucudur.”
11. “İnsanın en büyük düşmanı piyasadaki rakipleri değil, kendi sabırsızlığı ve korkularıdır.”
12. “Tahmin etmek benim işim değil. Benim işim, piyasayı izlemek ve onun ne söylediğini anlamaktır.”
13. “Bir hisseyi aldıysan, piyasanın onu senin lehine hareket ettirmesini bekleyemezsin. Piyasa senin için değil, kendi için vardır.”
14. “Kâr etmeye başladığında bencilliğe kapılma. Piyasa seni bir anda ters köşeye yatırabilir.”
15. “Ben hâlâ öğreniyorum. Borsada öğrenmenin sonu yoktur.”
Jesse Livermore’un hayatı inişler ve çıkışlarla dolu bir yolculuktu. Onu farklı kılan, yalnızca servetler kazanıp kaybetmesi değil, aynı zamanda arkasında bıraktığı düşünce mirasıdır.
Bugün yatırım yapan biri eline Bir Borsa Spekülatörünün Anıları kitabını aldığında, aslında yalnızca bir trader’ın hikâyesini okumaz; aynı zamanda insan doğasının piyasalardaki yansımasını görür.
Livermore’un sözleri bize şunu hatırlatır: borsa tekniklerden çok, insan ruhunun bir sahnesidir. Orada korku, açgözlülük, umut ve sabır birbiriyle savaşır. Ve kazanan her zaman duygularına hâkim olan, sabrı öğrenmiş kişidir.
Onun hikâyesi, yatırım dünyasında bir gerçeği kanıtlar: servetler kazanılabilir, kaybedilebilir; ama disiplin ve sabır olmadan uzun vadeli başarı imkânsızdır.